Terry Tempest Williams Refuge’undaki Tahribat

Ömer CENGİZ

Yakın tarihte edebiyatta çevreci eleştirinin (ecocriticism) ortaya çıkışıyla, yazarlar çevreye, çevresel felaketlere ve evrenin doğal dengesi gibi konulara odaklanıp, bu çevresel meseleleri edebi eserlerde inceleyerek yazın yoluyla çevre bilincinin oluşmasına yeni bir soluk getirmişlerdir. Terry Tempest Williams’ın Refuge: An Unnatural History Of Family and Place [Sığınak: Aile ve Çevrenin Doğal Olmayan Tarihi] (1991) adlı eseri yazın yoluyla çevre bilinci oluşmasına katkıda bulunan çarpıcı eserler arasında yerini almıştır. Refuge, edebiyat cephesinin en güçlü silahı olan kağıt kalemin bozucu güçlere karşı adeta bir kılıç ve kalkan olduğu zorlu bir mücadelenin ürünü olarak okuyucu karşısına çıkmıştır. Kitabın güçlü anlatımı ve içeriği itibariyle, çevresel meseleler, hayvan çalışmaları ve kadın hareketleri gibi konuları işlemesi farklı okuyucu kitlelerinin dikkatini çekmesine olanak sağlamıştır.
Amerikan yazar ve aktivist Terry Tempest Williams, Utah doğumlu olup Mormon kökenlidir. Kendisi ve ailesi Great Salt Lake civarında yaşarken, 1951 ve 1962 yılları arasındaki atom bombası testleri sonucu atmosfere yayılan radyasyondan etkilenmiş, ailenin kadın üyeleri göğüs kanseri ile mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Williams’ın annesinin kansere yakalanarak ölmesi yazarı çok etkilemiş olduğundan Refuge’da annesinin ölümünü ve yıllar boyu devam eden atom testlerinden dolayı Great Salt Lake’teki bozulan ekolojik dengeyi paralel olarak anlatır. Bu bağlamda, yazar annesinin ölümünü ve doğadaki tahribatı tek bir kalemde birleştirerek nükleer testlerin çevreyi tehdit edici unsurlarının bilançosunu gözler önüne serer. Sonuç olarak Williams okuyucuya otobiyografik bir eser sunar.
Kitapta ilk dikkati çeken unsur, en son bölüm olan The Clan Of One Breasted Women (Tek Göğüslü Kadınlar Klanı) haricindeki diğer bölümlerin farklı kuş isimleriyle adlandırılmış olmasıdır. Bu bölümlere başlık olan kuş türleri Great Salt Lake bölgesindeki muhteşem çeşitliliği temsil ederken, yazar bu yolla yapılan atom testlerinin bu bölgedeki biyoçeşitliliği ne denli etkilediğini de gözler önüne sermektedir.
Williams kitapta Great Salt Lake bölgesindeki suların atom testleri öncesi mevsimlik iniş ve çıkışlarını, yeraltı atom testleri sonrası suların nasıl bir yükselişe geçtiğini ve yükselen suların o bölgede yaşayan diğer canlıların yaşam alanlarının yok oluşlarını göçmen kuşlara ait bilgilerle anlatmaktadır.
Yazar Refuge’un son bölümünü The Clan Of One Breasted Women olarak isimlendirmiş. Bu başlık Williams’ın ailesindeki radyasyon sonucu kanser olup göğüsleri alınan kadınların durumunu belirtmektedir. Başlığın bir klan olarak isimlendirilmesi de tahribatın boyutunu gözler önüne sermektedir.
Refuge doğal olan ile olamayanı ayırmayı amaçlamıştır. Williams doğanın tahribatını ve annesinin ölümünü paralel işlerken doğal ve doğal olmayanı da aynı sebebe bağlamaktadır. Doğal dengenin bozulmasını, gölün yükselişi ile birçok canlının yaşam alanının yok oluşunu ve annesinin kanser hastalığını kaderci bir yaklaşımla ele alırken, bir yandan da bu trajik olayları gerceklestirilen atom testleriyle birlikte ele alarak doğal olmayanı vurgulamıştır.
Refuge insanoğlunun kendisini dünyadaki tek değerli varlık olarak görmesinin bir eleştirisidir. Descartes’in “düşünüyorum, öyleyse varım” sözünde olduğu gibi, insanoğlu kendini ayrıcalıklı görerek var olmanın ölçütünü düşünebilme yetisiyle eşleştirmiş, kendine doğayı hadsizce kullanma hakkı vererek insan olmayan varlıkları yok saymıştır. Williams, hükümetinin atom testlerini gerçekleştirirken sadece belirlenen alandaki insan nüfusunu dikkate alıp geri kalan kesimleri yok sayılmasını eleştirmektedir. Her ne kadar test bölgesinde insan yerleşimleri olmasa da testler uzaklardaki yüzlerce kuş türünün habitatlarının yok olmasına sebebiyet vermiştir.
Unutulmamalıdır ki, insanoğlunun kendi dışında kaldığını zannettiği test alanı esasen kendi sığınağının da bir tehditçisidir, tıpkı Williams’ın ailesinin durumunda olduğu gibi. Yazarın ailesi test bölgesinde yaşamamasına rağmen rüzgârların etkisiyle her atom testinden sonra radyasyon yayılmış ve ölümler meydana gelmiştir.
Sonuç olarak, evren mükemmel bir döngüyü içinde barındırmaktadır; bu döngünün bir başı olmamakla beraber, insanoğlunun doğayı yönetmesi gibi bir hak söz konusu değildir. Evren, insan olan ve insan olmayan varlıkların ikili yaşam alanıdır ve bu alanın insanoğlu tarafından hoyratça kullanımı Refuge’da belirtilen felaketi doğurmuştur.

Kaynakça
Terry Tempest Williams. Refuge: An Unnatural History of Family and Place. New York: Pantheon Books, 1991.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Türkiye'nin en iyi hd film izle sitesi.
Seo'nun en iyisi Ankara Seo danışmanlığı
Türkiye'nin en iyisi replika saat